kayboldum kendi içimde ,ayna ya bakınca bu yabancı kim diye soruyorum
çözmeye çalışmıyorum , yüzümdeki izlerden çıkarmak bile istemiyorum
bu kayboluş bu kayıp hallerim görmek istmeyişimdendir seni
kendime baktıkça ne çokta görüyorum seni , uzun zaman çok uzun yollarımız var çok da sinirliyim , kızgınım ve hırçın
kaybettim çok uzun zamandır bu bulamadığım o tılsımı kaybettim ayna da ,yollaarda
görmek istemeyişim bundadır.
kendimi bulunca seni görememek beni inciticek bu hırçınlığımı ,asi bakışlarımı
tembel hallerimi , uykusuz hallerimi onu uykuyla kapamak halimi sevmiyorum
aynadaki halimi , benim ben olmayan halimi sevmiyorum ve yaşamaksa solgun çiçeğin açmayan mevsim hali..
onun içindir ki kayıbım bu kalabalık kentte kimi zaman öğretmen oluyorum
kimi zaman öğrenciyim sürekli rol değiştiriyorum
kimi zaman zamanda yolcukluk halinde otobüsün demirini sımsıkı tutmuş sana geliyor halde evine yürüyen bi vakur kız halleri
hüznü saklamış saçlarına rengini beyaz çalmış, büzülmüş dudakları bi isyanın kıpırtısı
kaşları kalkınca hayır demeye bile gerek duymayan o halimi tanımak isteemezsin ya
aynada bunları görmek istemiyişim senden bilesin ,,, nasıl bileceksin ki sanki
o dasın kocaman penceresinde sürekli kapalı perdeleri için deki kapanmış duyguları kendime benzetmek istemiyorum.." tıpkısı" kayıbım zamanın elinde mekansız
kayıp hürriyetimin tek şuçlusu bu uzun zaman oldu
şuçluyum ve çekiyorum zamanı..
1 Mayıs 2009 Cuma
kayıp hürriyetimin şuçlusu "zaman"
4 Nisan 2009 Cumartesi
çok bilinmeyen
bu gece karanlık
karşımda duran saat
zaman karanlık sağımda gökyüzüne açılan pencere karanlık
gözüm gece olmuş, sesim boğulmuş gece ikindisine
kelimer siyah yazılmış beyaz zemin üzerine
sen sessiz yalnız koyu bir denizin oortasında
hislerim ,hissizliğim duyarsızlığım hep bi sancı
adı yok zahmeti kendini delen bir duygu
boğuluyorum ge ce ye
acı dı içim karanlıkta sesim sesine hasret bu leyl de
kaç dakka kovalar günü , kaç gün kovalar ayları bilmem ama
bildiğim bu kelimeler bu kadar manalı olmamıştı bu nisan gecesinde
bi yandan neyi beklediğmi bilmeyen ben bi yandan çok bilinmeyenli hayat
aslında çarpıldım belkide bölündüm hasılı ayrıldım
şimdi ise toplamalardayım çıkarmaksa o çoktan bitti..
sana ithafım kendime itirafım
19 Mart 2009 Perşembe
öğrendim...
yine yoksun her akşam gibi
bu akşamda yoksun
sonraki akşamda ve sonra derken daha kaç akşam daha yok olacaksın
alışamdım bir türlü..
hiç alışamdım .. kendi kendime yaptım.
seni kendime çağrışımda yalnıştı senden uzak duruşumda.
şimdi yine yoksun .yok oluşun bana çok şeyler kattı azalacak derken çoğaldı.
karmakarışık oldum bilsen ..
ama bilmiyorsun . hatırımı bile sormuyosun.
merak bile etmiyorsun..ne acı kendi adıma sana söyleyeceğim içimin derinlerinde
yalnızlığın bana onu yüksek sesle öğrettin nerdesin neden duymuyorsunn
beni
haykırıyorum sana içimde sessiz sesszi neden beni duymuyorsun
bu geceler nezaman bitecek ne zaman baharı ömre milat diyecez
.......
öğrendim
çok kere sen yoktun yalnız kalmayı öğrendim
köksüz bağsısızım , kaarakış soğunda yok saymayı senden öğrendim.
yok sayılmak neymiş bunuda öğrendim
..öğğrendimmmm...
acı da olsa öğrendim
gittin .. sözlerime küstüm..kendime tahammülü öğrendim..
4 Mart 2009 Çarşamba
vuslata 3 kala...
gönül bir iş
derin bi nefese , gülen , güldükçe gönül açan bi gönle
ihtiyaç yükseldi.seni sensiz yaşamaktan seni rüya da görme ihtimalinden
bıktım.
yazmak için kelime aramaktan , sesimi kendime duyurmaktan bunaldım.
mapus da klavye gibi parmaklarla sarıldım yazmaya
irtifa alanım arttı. görüş alanım açıldı ama sen ufukta belirmedin..
ıssız olurmuydu insan olurmuş ,kayıplara karıştım bu alemde..
sesime bir ses gönlüme bi dokunuş yok ,mefdun mu olmalı, terennümmü etmeli
vuslata 3.kala
5 Şubat 2009 Perşembe
gurbette zaman çok zor
kaç akşam var daha diyen bi şarkında seni
düşündüm
buram buram tüter sevdiklerim diye denen mısralar
of ff
gürbette akşam çok zor
sesler yabancı kuşlar yabancı
kaç akşam daha var diyosun diye dinliyorum
seni ardında şimdi gidiyorsun diyen nazlı bi şarkı
duruyorum düşünyorum hiç birşey sebepsiz değil
bunu göremeyen bi dünya hali bi insan
12 Ocak 2009 Pazartesi
dayanmadan dayanamadım
30 günün ardına yazdım
gene yalnız bu ışıklı yolda yürüdüğümü üşüdüğümü hissetttim
seni dünden alıp yanıma koydum
nafile olmayanı koyamazsın
koysanda bulamazsın
beyhude bi iç geçişti benimkisi
yarına muhtaç ,şefkate sevgiye bi
muhtaç herşey benim dışımda afaki
ben içinde varmış gibi bağımlı
uçları olmayan bi bağ
düğümü görünmeyen bi ışk..
bir ....
11 Ocak 2009 Pazar
ah İstanbul bana damı ...
hiç dinlemediğim bi şarkı çalar oldu odamda
nağmelerde nerdesin , nerelerdesin ..
sonunda unutamıyorum diye devam ediyor demekki bitemeyen bişiler var
sürekli aynı hissiyat
bense ona eşlik ediyorum pat çat
arabeks olmayı başaramadım yada bu yolu hiç seçmedim
ben sen yokkende vardım ama sen varken ben senle başka yerlerdeyim bu hali seviyorum
seni de...
ama ne gözüm görüyor, ne ses ne seda
elimde hiç çalmayan bi tel mail kutumda senden olmayan bir sürü mesaj
ne olacak halimiz diyen bi şarkı bi yandan
ben içinde derya deniz bi sayha
sen uzaklarda çok uzaklarda kutlu yolcu
kim daha haklı kim daha yalnız
bilmiyorum kim daha el kim daha derin
bilmiyorum
sessiz bi sabra düştüm sonu gelir mi onuda
bilmiyorum
bi yandan tezz gel diyen bi şarkı favaorim,bi yandan isteseydi herşey çok güzel olurdu diyen
bi ağıt...
off demek yok
buda gelir buda geçer hikayesi aklıma düştü bir haziran akşamı üsküdarı hatırlattı
hatırda oysaki neler vardı.
iki genç bilmeden bi yola çıkmış yürüyolar yol sessiz beyinde meşgul sorular
geziyor, yürüyorlar bilmeden bi zamana ,yanyana
şimdi geriye ah istanbul demek kaldı dilde